ingilizcetutkusu
  Şiir Bilgisi Pastoral-Didaktik
 

3.PASTORAL ŞİİR
Doğa şiirlerini, çobanların doğadaki yaşayışlarını anlatan şiirlerdir. Doğaya karşı bir sevgi, bir imrenme söz konusudur bunlarda. Eğer şair doğa karşısındaki duygulanmasını anlatıyorsa “idil”, bir çobanla karşılıklı konuşuyormuş gibi anlatırsa “eglog” adını alır

BİNGÖL ÇOBANLARI 
Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum.
Bu dağların eskiden aşinasıdır soyum.
Bekçileri gibiyiz ebenced buraların,
Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
Görmediği gün aynı pınardan doldurup testimizi
Kırlara açılırız çıngıraklarımızla.
Okuma yok,yazma yok, bilmeyiz eski yeni,
Kuzular bize söyler yılların geçtiğini,
Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;
Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek,
Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı.
Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda,
Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam;
Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda,
"Suma"mın başka köye gelin gittiği akşam,
Gün biter, sürü yatar ve sararsan bir ayla,
Çoban hicranlarını basar bağrına yayla.
Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al,
Diye hıçkırır kaval:
Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun,
Daima eğeceksin başkalarına boyun;
Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı,
Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı
Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an,
Mademki kara bahtın adını koydu çoban!
Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden,
Çıngırak seslerinin dağlara dediğinden
Anlattı uzun uzun.
Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun
Nadir duyabildiği taze bir heyecanla,
Karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla
Bingöl yaylalarının mavi dumanlarına,
Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına
 
KEMALETTİN KAMU

ÇOBAN ÇEŞMESİ

Derinden derine ırmaklar ağlar,   

Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,   

Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,   

Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.   

       

"Göynünü Şirin'in aşkı sarınca   

Yol almış hayatın ufuklarınca,   

O hızla dağları Ferhat yarınca   

Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."   

       

O zaman başından aşkındı derdi,   

Mermeri oyardı, taşı delerdi.   

Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.   

Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi.   

       

Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,   

Kerem'in sazına cevap veren bu,   

Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...   

Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.   

       

Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,   

Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,       

Ateşten kızaran bir gül arar da,

Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,   

       

Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,   

Tarihe karıştı eski sevdalar.   

Beyhude seslenir, beyhude çağlar,   

Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...   

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

 


At

Anlat bize yürüyüşün güzelliğini,
koşunun rüzgarını, köpüren yeleyi
toynakların kızgın kıvılcımlarını

Kişneyen bir tayın sevincini anlat
öfkeyi ve sağrındaki mahmuz yarasını
Masallardaki şehzadeleri anlat bize

Avradın ve silahın kardeşisin ya
feodalın töresini anlat biraz da
ve terkinde karçırdığın kızları

Dağları anlat bize, eşkiya gecelerini
ölümleri, ölümsüzlükleri anlat bize
sonra tahta'dan tunca dönüşünü

Sen ki hepsini görüp yaşayansın

AHMET TELLİ

Ağaç

Gün bitti. Ağaçta neş'e söndü.
Yaprak ateş oldu. Kuş da yakut.
Yaprakla kuşun parıltısından
Havzın suyu erguvana döndü.

AHMET HAŞİM

Dağlar 
Dinleyin ağalar, size söyleyim;
Arş u Kürsü gider yolun var dağlar.
Kar-ardıçlı, kamalaklı yüceler.
Selvili, söğütlü yerin var, dağlar.

Ahır Dağı'ndan gör Maraş bağını,
Engirek'te derler ilin çoğunu.
Bayra'dan. Bertiz'den Konur Dağı'nı;
Göksun güzel derler, ilin var, dağlar.

Gün doğanda Gündüzlü'nün başına.
Ak Dağ derler duman çöker başına,
Göğdeli'de sümbüllünün peşine
Kabak tepe derler, şarın var dağlar.

Karacaoğlan der de: Bitirdim çağı,
O yüce Bin Boğa, Bolkar'ın dengi.
Soğanlı yücesi koca Bey Dağı
Erciyes ulumuz, pirin var dağlar.

KARACAOĞLAN

Denizi Özleyenler İçin 

Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret,
"Bakar bakar ağlarım."
Hatırlarım ilk görüşümü dünyayı,
Bir midye kabuğunun aralığından;
Suların yeşili,göklerin mavisi,
Lapinaların en harelisi...
Hala tuzlu akar kanım
İstiridyelerin kestiği yerden.
Neydi o deli gibi gidişimiz,
Bembeyaz köpüklerle, açıklara!
Köpükler ki fena kalpli değil,
Köpükler ki dudaklara benzer;
Köpükler ki insanlarla
Zinaları ayıp değil.
Gemiler gecer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler,damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret
 
ORHAN VELİ KANIK

Baharın İlk Sabahları 
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.

Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: "Sıkıntılar duradursun!"
Şairliğimle yetinir,
Avunurum.

ORHAN VELİ KANIK

4. Didaktik Şiir: Belli bir düşünceyi aşılamak veya belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, bir ahlak dersi çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan, duygu yönü az olan şiir türüdür. Kısaca öğretici şiirdir.

Güzel dil Türkçe bize

Başka dil gece bize

İstanbul konuşması

En sâf, en ince bize

Yeni sözler gerekse

Bunda da uy herkese

Halkın söz yaratmada

Yollarını benimse

(Ziya GÖKALP)

DİNLE VATANDAŞ
Kulak ver sözüme, dinle vatandaş
Uyma lâklak edip gülüşenlere.
Seni meşgul eder, işinden eğler,
Karışır tembel perişanlara.

Adım at ileri, geriye bakma,
Bir sağlam iş tut da elden bırakma,
Saçma sapan sözler hep delip takma
Allah’ın yardımı çalışanlara.
Âşık Veysel

FABL'LAR DA DİDAKTİK ŞİİRDİR.

ARSLANLA FARE
Herkese saygı göstermeli elden geldikçe. 
Umulmadık kimselerden fayda görür insan. 
İşte bu, gerçeği anlatan bir hikaye, 
Daha nice bin hikaye arasından. 
Pençesi dibinde bir arslanın, 
Dalgınlıkla bir fare çıkıverdi. 
Bu fırsatı kullanmadı sultanı ormanın, 
Fareye dokunmayıp bir büyüklük gösterdi. 
Bu iyiliği boşa gitti sanmayın; 
Kimin aklına gelir ki bir an, 
Fareye işi düşer arslanın? 
Ama o da bir gün dışarı çıktı ormandan; 
Gitti tutuldu bir ağa. 
Ne çırpınma, ne kükreme … Kâr etmez tuzağa. 
Bay fare koştu; dişiyle arslanın ağını, 
Öyle bir kemirdi ki ağ söküldü nihayet. 
Sabırla zamanın yaptığını; 
Ne kuvvet yapabilir, ne şiddet. 
“İyilik eden iyilik bulur.” 
“Hizmet et benim için, hizmet edeyim senin için.” 
“İyilik iki baştan olur.”

 
 

sitene mouse kodu ekle - y3 games
her hakkı saklıdır - 2010
®

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol